Güveni Kötüye Kullanma Suçu
- Stj. Av. Melissa Öçal

- 17 Eyl
- 4 dakikada okunur

Güveni Kötüye Kullanma Suçu
Bu suç Türk Ceza Kanunu'nun 155.maddesinde düzenlenmiştir.
TCK Madde 155
(1) Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Korunan Hukuki Değer
Bu suçla korunan hukuki değer mülkiyet hakkıdır. Fail, kendisine tesis edilen zilyetliği o sınırlar çerçevesinde kullanmalıdır.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Fail
Bu suçun faili zilyetlik tesis edilen kişidir. Örneğin, A'nın, B'ye kitaplarını kullanması için ödünç vermesi hususunda B zilyet konumundadır, A ise maliktir. B kitaplara bilerek ve isteyerek zarar verirse veyahut satarsa zilyetliğini kötüye kullanarak güveni kötüye kullanma suçunu işler. Buradan da anlayacağımız üzere müşterek ya da iştirak durumunda malik olanlar bu suçun faili olamazlar.
Şirket yöneticileri de bu suçun faili olabilirler. Kendilerine verilen görev kapsamında görevi dışında yarar sağlama amacı güderlerse tüzel kişi suçtan zarar gören, şirket çalışanları ve ortakları ise mağdur olurlar.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Mağdur
Bu suçta mağdur, aralarındaki güven ilişkisine dayanarak zilyetliği faile veren kişidir. Mağdurun güveni sarsılmıştır.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Konu
Bu suçun konusunu zilyetlik söz konusu olan mal oluşturmaktadır. Bu mal, taşınır veya taşınmaz mal şeklinde olabilir, kesin olarak somut olmasına gerek yoktur. Örneğin şirket hisseleri de izah ettiiğimiz mal kapsamına girerler ve suçun konusunu oluşturabilirler.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Fiil
Bu suçta fiil, zilyetliği devralan kişinin devredilen sınırlar çerçevesinde kullanmamasıdır. Örneğin, A, B'ye kitaplarını ödünç vermiştir ancak üstünü kalemle çizmemesi gerektiğini ısrarla söylemiştir. B'nin isteyerek ve bilerek kitapları kalemle çizmesi ödünç verilen zilyetliğin sınırlarını ihlal eder ve güveni kötüye kullanma suçunu oluşturur. Bu suç inkar etmek suretiyle de işlenebilir. Failin, zilyetliği devreden kişinin malı ona vermediğini söylemesi inkar eylemidir ve bu eylemde güveni kötüye kullanma suçuna vücut verir.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Manevi Unsur
Bu suç ancak kastla işlenebilir. Failin, zilyetliğin sınırlarını ihlal ettiğini bilerek hareketlerine devam etmesi suçun oluşumu için yeterlidir.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Hukuka Uygunluk
Bu suçta hukuka uygunluk ilgilinin rızası veyahut hapis hakkı ile gerçekleşebilir. Özel hukuk hükümlerince malikin, zilyetliği devir alan kişiye karşı borcu var ise devir alan kişi hapis hakkını kullanabilir. Bu durumda suç meydana gelmeyecektir.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Teşebbüs
Bu suç sırf hareket suçlarındandır. Zilyetliğin sınırlarını aşacak şekilde tasarrufta bulunulmadığı sürece suç tamamlanmış olmaz. Örneğin, A'nın B'den ödünç aldığı kitapları satmak için B'den habersiz internet sitesine koyması ancak kitapların satılmaması hususunda suç teşebbüs aşamasında kalmıştır.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda İçtima
- Kamu görevlisi, kendisine teslim edilen mal üzerinde güveni kötüye kullanma suçu teşkil eden hareketler sergilediğinde bu suçtan değil görevi gereği zimmet suçundan cezalandırılır.
-Güveni kötüye kullanma suçunda satılan malı , suç konusunun oluştuğunu bilerek alan kişiler TCK 165 gereğince suç eşyasını kabul etmek veya satın almak hususunda cezalandırılırlar.
-Failin, bu suçu işlemek için sahte belge düzenlediği hallerde resmi veya özel belgede sahtecilikten ek olarak da güveni kötüye kullanma suçundan gerçek içtima hükümlerince cezalandırılır.
- Failin, tek bir fiille birden çok mağdura karşı aynı suçu işlemesi veyahut aynı mağdura karşı farklı zamanlarda bu suçu işlemesi sonucunda zincirleme suç hükümleri uygulanır.
Güveni Kötüye Kullanma ile Dolandırıcılık Suçunun Farkı
Güveni kötüye kullanma suçunda mağdurun iradesi dolandırıcılık suçundan farklı olarak fesada uğratılmaz. Birinin vale kılığına girip arabayı kaçırması dolandırıcılık suçu iken gerçek bir valenin arabayı kaçırması güveni kötüye kullanma suçuna vücut verir.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Nitelikli Hal
TCK’nın 155/2. maddesine göre, güveni kötüye kullanma suçunun “meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevi ve teslim edilmiş eşya üzerinde işlenmesi” suçun nitelikli halidir.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Görevli Mahkeme
Bu suçta görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi'dir.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunun 231. maddesine göre Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.Güveni kötüye kullanma suçunda hükmedilen hapis cezasının miktarı 2 yıl ve daha altı olabileceği için suçu işleyen hakkında Hagb kararı verilmesi mümkündür.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
Suçun temel hali için öngörülen şikayet süresi 6 aydır, nitelikli hali için görülen bir
şikayet süresi bulunmamakla birlikte dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Örnek Yargıtay Kararı
Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2021/37800 Esas 2024/11868 Karar
Sanığın, otoparkta bekçi olarak çalıştığı, katılan tarafından sanığın çalıştığı otoparka içerisinde 30.000,00 TL değerinde giyim malzemeleri olan 34 JEZ 03 plakalı araç 07.11.2014 tarihinde anahtarı sanığa verilmek suretiyle teslim edildiği, 08.11.2014 tarihinde saat 06:00 sularında katılana ait aracın düz kontak yapılmak suretiyle başka bir yere götürüldüğünün tespit edilmesi üzerine katılana bilgi verildiği, sanığın gerek soruşturma aşamasında gerekse yargılama aşamasında alınan beyanında atılı suçlamayı kabul etmediği, olayı fark eder etmez katılana bilgi verdiği, aracın anahtarının işletmedeki kulübedeki olduğu, düz kontak yapılmak suretiyle geceleyin çalındığını bildirdiği, sanık tarafından aracın dışarıya çıkartılmasına iştirak edildiğine dair delil bulunmadığı, güveni kötüye kullanma suçunun unsuru olan zilyetliği kendisine bırakılan malın zilyetliğinin devri amacı dışında tasarrufta bulunma ya da bu devir olgusunu inkar etme durumunun da söz konusu olmadığı, açıklamalar ışığında tüm dosya kapsamına göre sanık aleyhine güveni kötüye kullanmak suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı, sanığın mahkumiyetine esas her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil de bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca hükmün Tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 17.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



Yorumlar