top of page

Dolandırıcılık Suçu

  • Yazarın fotoğrafı: Stj. Av. Melissa Öçal
    Stj. Av. Melissa Öçal
  • 17 Eyl
  • 5 dakikada okunur

ankaraavukat

Dolandırıcılık Suçu


TCK Madde 157

(1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.


Dolandırıcılık Nedir?

Dolandırıcılık, hileli hareketlerle bir kişiyi yanıltarak yarar sağlamaktır. Örneğin birinin vale kılığına girip arabayı kaçırması dolandırıcılık suçuna vücut verir. Çünkü mağdurun iradesi fesada uğratılmıştır.


Güveni Kötüye Kullanma ile Dolandırıcılık Suçunun Farkı

Güveni kötüye kullanma suçunda mağdurun iradesi dolandırıcılık suçundan farklı olarak fesada uğratılmaz. Birinin vale kılığına girip arabayı kaçırması dolandırıcılık suçu iken gerçek bir valenin arabayı kaçırması güveni kötüye kullanma suçuna vücut verir.


Hırsızlık Suçu ile Dolandırıcılık Suçu Farkı

Dolandırıcılık suçunda taşınır veya taşınmaz malı mağdur kendisi faile verirken hırsızlık suçunda söz konusu olan malı fail almaktadır.


Dolandırıcılık Suçunda Korunan Hukuki Değer

Bu suç ile mağdurun mal varlığı ve irade özgürlüğü korunur.


Dolandırıcılık Suçunda Fail

Herkes suçun faili olabilir ancak suçun nitelikli halleri görünüşte özgü suç teşkil eder.


Dolandırıcılık Suçunda Mağdur

Tüzel kişiler ve algılama yeteneği olmayan kişiler dışında herkes suçun faili olabilir. Tüzel kişilerde yetkili olan kişi mağdur iken tüzel kişinin kendisi ancak suçtan zarar gören olabilir. Algılama yeteneği olmayan kişilerde ise, kişinin dolandırıcılık suçundaki hileyi fark edebilecek iradesi olmadığı için suçun unsurları oluşmaz. Algılama yeteneği olmayan kişileri iradesi zayıf ve zayıflatılmış kişilerle karıştırmamak gerekir. İradesi zayıf ve zayıflatılmış kişilerde var olan ölçüt yaş küçüklüğü, alkol gibi unsurlardır. Bu durumda suç oluşmasının yanı sıra, irade zayıflığı suçun nitelikli halini de oluşturur.


Dolandırıcılık Suçunda Konu

Dolandırıcılık suçunun konusunu hem taşınır hem taşınmaz mallar oluşturabilir. Hizmet gördürme de dolandırıcılık suçunun konusunu oluşturabilir ancak ekonomik değeri olan bir hizmet olmalıdır.


Dolandırıcılık Suçunda Fiil

Bu suçta fiil hileli harekettir. Soyut yalan hile teşkil etmez. Yargıtay'a göre hileli hareket özellikle nitelikli yalan teşkil eden , sergilenişi bakımından mağduru aldatmaya elverişli olmalıdır.


Dolandırıcılık Suçunda Netice

Bu suçta mağdurun aldanmış olması, mağdurun aldanmayla birlikte mal varlığında bir zarara uğramış olması, faile de ya da failin iştirakla başkasına yarar sağlamış olması gerekir.


Dolandırıcılık Suçunda Manevi Unsur

Bu suç taksirle işlenemezken ancak kast unsuru ile işlenebilir.


Dolandırıcılık Suçunda Teşebbüs

Failin, mağdurun zararına ya da kendisinin veya iştirak ile herhangi birinin yararına bir sonuç elde etmesi gerekir. Aksi takdirde suç teşebbüs aşamasında kalır. Hileli hareketler mağdurun kandırılmasına elverişli değil ise icrai hareketler başlamamış olacağından suç teşebbüs aşamasında kalmaz, suç hiç başlamamıştır.


Dolandırıcılık Suçunda İştirak

Bu suçta, iştirakin her türlüsü mümkündür.


Dolandırıcılık Suçunda İçtima

- Birden fazla dolandırıcılık fiilinin tek bir mağdura karşı işlenmesi durumunda ya da bir fiille birden çok mağdurun dolandırılması söz konusu olduğunda zincirleme suç hükümleri uygulanır.

- Failin evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçunu aynı anda işlemesi halinde gerçek içtima hükümlerince iki ayrı suçtan ceza verilir.


Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

TCK Madde 158

(1) Dolandırıcılık suçunun;

a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,

b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,

c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,

d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,

e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,

f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,

g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,

h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,

i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,

j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,

k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,

l) (Ek: 24/11/2016-6763/14 md.) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle,

İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.; Değişik: 3/4/2013 6456/40 md.) Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) (Ek fıkra: 24/11/2016-6763/14 md.) Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.



Dolandırıcılık Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme

Bu suç bakımından asliye ceza mahkemesi görevlidir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir.


Dolandırıcılık Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)


5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunun 231. maddesine göre Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;

Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.


Dolandırıcılık suçunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi mümkündür.


Dolandırıcılık Suçu Örnek Yargıtay Kararı


Tebliğname No : 11 - 2011/75369


SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık


Dosya incelenerek gereği düşünüldü;


Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.


TCK'nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi,basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.


Sanıklardan A.. Y..'ın X1 ... Dergisi'nin satış temsilcisi, M.. K..'ın ise çalışanı olduğu, sanık A.. Y..'ın şikayetçi U.. B..'i telefonla arayarak F1 Derneği'ne yardım topladıklarını söyleyip 200 TL para istediği, şikayetçinin yardım etmeyi kabul etmesi üzerine sanık K1'in elemanlarından birini gönderdiğini söyleyerek sanık M.. K..'ı şikayetçinin işyerine gönderdiği, şikayetçinin dolandırılabileceğini düşünerek polise haber verdiği, sanık K2 işyerine gittiğinde sivil polislerin yardım toplama izin belgelerini istediği ancak sanığın panikleyerek herhangi bir belge ibraz edemediği ve yakalandığı, böylece eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı; sanıkların aynı yöntemle şikayetçi H. Ö..'ı da arayıp ...Derneği'ne yardım topladıklarını belirterek 150 TL parayı alıp adı geçen dergiye ait fatura kestiklerinin iddia edildiği olayda,


1-5237 sayılı TCK'nın 158/1-d maddesinde öngörülen “kamu kurumunun araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunun oluşabilmesi için kamu kurumunun isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının da kullanılması gerektiği, somut olayda ise sanıkların sadece ... Derneği'ne yardım topladıklarını söyleyerek menfaat temin etmiş olmaları, derneğin maddi varlığı olarak nitelendirilebilecek kimlik, yazı, belge ya da basılı bir evrakın kullanılmaması karşısında, sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 157/1. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık ve basit dolandırıcılığa teşebbüs suçlarını oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek sanıklar hakkında fazla ceza tayini,


2-Kabule göre de, hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanıklara fazla ceza tayini,


Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, 03/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yorumlar


Solak Hukuk Ofisi

Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Avukatlık Reklam Yasağı Yönetmeliği'ne uygun şekilde tasarlanmıştır.

Her hakkı saklıdır.

bottom of page