Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve İfşa Suçu
- Stj. Av. Melissa Öçal

- 17 Eyl
- 5 dakikada okunur

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve İfşa Suçu
Özel hayatın gizliğini ihlal suçu, 5237 sayılı TCK’nın 134. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
TCK m.134
1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Özel Hayat Nedir?
Kişinin yalnızca sınırlı sayıda kişi ile paylaştığı, başka insanların müdahalesinden rahatsız veya husursuz olduğu ancak rıza dahilinde ortak olunabilen hayat anlayışıdır.
Giz Alan Nedir?
Kişinin yalnızca çok sınırlı sayıda insanı dahil ettiği veya kimseyi dahil etmediği fantezileri ve düşün dünyasıdır. Giz alana dahil olan her şey özel hayata da dahildir.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve İfşa Suçunda Konu
Bu suçta konu bir kimsenin özel hayatının ihlal ve ifşa edilmesinin önlenmesidir.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve İfşa Suçunda Fail
Bu suçun faili herkes olabilir ancak kişinin fail olabilmesi ve özel hayatın gizliliğini ihlal etmek için özel bir çaba göstermesi gerekir. Çabasız eylem sonucu suç unsurları meydana gelmediğinden suç oluşmaz.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve İfşa Suçunda Mağdur
Bu suçun mağduru herkes olabilir ancak ölen kişinin özel hayatı ihlal edilemez. Bu hususta işlenemez suç mevcuttur. Çocukların da özel hayatını korumak için hakları mevcuttur.
Ünlü Kişilerde Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve İfşa
Ünlü kişilerin özel hayatı normal kişilerin özel hayatına göre daha az korunur, bu durum halka mal olmuş kişilerin özel hayatının korunmadığı anlamına gelmez. Ünlülerde varsayılan rıza geçerlidir. Varsayılan rıza, o an kişiye sorulmasa da rıza vereceği tahmin edilen ya da zorunlu olan rızadır. Ünlülere karşı olan ölçülü merak bu suçu oluşturmaz. Marazi merak dediğimiz önemsiz merak özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabilir.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve İfşa Suçu Fiil
134/1 (Özel hayatın gizliliğini ihlal) ve 134/2 (Özel hayatın gizliliğini ifşa) birbirinden ayrı suçlardır. A'nın B'nin rızası olmadan cinsel birlikteliklerini kayda alması özel hayatın gizliliğini ihlal iken söz konusu görüntüleri rıza olmadan internete yüklenmesi özel hayatın gizliliğini ifşa suçunu oluşturur. Mevcut olayda iki suç da mevcutsa gerçek içtima hükümlerince iki suçtan da ayrı ayrı ceza verilir.
İfşa edilen fotoğraf veya videoda kişinin ayırt edilemeyecek durumda (örneğin sadece sırtının gözükmesi) suçun oluşmasını engellemez.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve İfşa Suçunda Manevi Unsur
Her iki fıkrada ancak ve ancak kastan işlenebilir, taksirle işlenemez.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve İfşa Suçunda Hukuka Uygunluk Sebepleri
İlgilinin rızası, iddia ve savunma dokunulmazlığı hukuka aykırılık nedenlerini ortadan kaldırır.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve İfşa Suçunda Teşebbüs
Yukarıda izah ettiğimiz icrai hareketler görülebiliyorsa ve bir şekilde engellendiyse veyahut sonuç gerçekleşmediyse suç teşebbüs aşamasında kalır.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve İfşa Suçunda İçtima
-Bir kişinin birden fazla hareketle aynı mağdura karşı işlemesi sonucunda zincirleme suç hükümleri uygulanır.
-İhlal ve ifşa suçunun ikisinin de işlenmesi halinde gerçek içtima hhükümlerince iki ayrı suçtan cezaya hükmolunur.
-Cinsel Taciz ve Özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarının aynı anda işlenmesi sonucunda Yargıtay genellikle fikri içtimaya yönelik kararlar verse de gerçek içtima hükümlerinin daha uygun olduğu kanaatine varmaktayız.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve İfşa Suçunda Şikayet
Bu suç şikayete tabidir, mağdurun şikayeti olmadan soruşturma veya kovuşturma yapılamaz.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve İfşa Suçunda Görevli Mahkeme
Bu suçta görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi'dir.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve İfşa Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
CMK madde 231’e göre; Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir.
TCK m. 134'te düzenlenen suçun tüm hallerinde, mahkeme tarafından hükmedilen cezaların ertelenmesi mümkündür.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunda Cezayı Attıran Nedenler (TCK m.137)
Aşağıdaki hallerde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu nedeniyle hükmedilen cezalar arttırılmalıdır:
Suçun kamu görevlisi (memur, belediye zabıtası, avukat, hakim, savcı) tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu işlenirse yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar 1/2 oranında arttırılarak hükmedilir. Örneğin, bir polis memurunun telefon dinleme yetkisi olan bir polis memurunun bu yetkisini kötüye kullanarak bir kişinin özel hayatına dair bilgileri ifşa etmesi halinde, hükmedilen ceza yarı oranında arttırılmalıdır.
Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu işlenirse yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar 1/2 oranında arttırılarak hükmedilir. Örneğin; bir sekreterin kendisinin teslim aldığı patronuna ait özel hayat bilgilerini içeren mektupları ifşa etmesi halinde hükmedilen ceza yarı oranında arttırılır.
Yargıtay Kararı Örnekleri
Y 4. CD E.2014/2222 K.2015/24755 T.18.03.2015: “….Sanığın katılanın telefon hafıza kartını bir şekilde ele geçirip facebook şifrelerini de kırarak bu hesabı kullanmaya başlayıp elde ettiği fotoğrafları facebooktan yaymaya başlayacağını söyleyerek kendisiyle görüşmeye devam etmesi için kendine ait telefondan katılana ait telefona gönderdiği "elimde görüntülerin var, bunları yayınlayacağım", "faceteki resimleri beğenmediysen değiştireyim mesela oteldeki faturayı ya da seni s... görüntüleri koyayım", "Nazillideyim gel görüşelim yoksa orayı başınıza yıkarım haber bekliyorum", "benim sana yaptığım masrafı yollamazsan 29 Nisan gecesi Anemon Otelde kaldığımızı belgeleyen faturayı bütün Nazilli’ye, eşine, ailesine yollarım, kesinlikle haber bekliyorum en geç yarına" gibi mesajların içerikleri ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın şantaj, bilişim sistemine girme ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını işlediği anlaşılmakla, TCK’nın 107/2, 243/1 ve 134/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle beraat hükümleri kurulması kanuna aykırıdır…”
Y.12.CD, E.2017/150, K.2017/6231, T.13.09.2017: “...Sanığın ve katılanın bir süre arkadaş olduğu, daha sonra arkadaşlıklarının sona erdiği, sanığın katılan ile birlikteliği sırasında katılan ve sanığın yanyana çektirdikleri fotoğrafları kendi facebook sayfasına koyduğu, arkadaşlıkları sona erdikten sonra katılanın fotoğrafların kaldırılmasını sanıktan talep etmesine rağmen sanığın bahse konu fotoğrafları kaldırmadığı olayda, Dosya kapsamından sanık ile katılanın ilişkilerini 2012 yılı eylül ayına kadar sürdürdükleri ve beraber oldukları dönemde çektirdikleri fotoğrafların, facebooka konulma tarihi tam olarak tespit edilemese de, tarafların beraber oldukları dönemde sanık tarafından kendisine ait facebook sayfasına konulduğu ve o dönem itibariyle katılanın buna itirazda bulunmadığı, katılanın beyanıyla, kendisinin eylül ayında sanıktan ayrılmak istediği, ancak sanığın birlikteliği devam ettirmek istediği, 2012 yılı ekim ayında katılanın, sanığın kendisini tehdit ettiği iddiasıyla, katılan hakkında suç duyurusunda bulunduğu, ancak daha sonra tehdit eylemiyle ilgili katılanın şikayetinden vazgeçtiği, daha sonra katılan tarafından 12/12/2012 tarihinde de, bahse konu fotoğrafların halen sanığın facebook sayfasında paylaşıldığı iddiasıyla şikayette bulunduğu ve iddianamede de belirtildiği üzere, şikayet tarihi itibariyle fotoğrafların sanığın facebook sayfasında bulunduğunun belirtildiği, sanığın savcılıkta verdiği ifadesinde de, 2012 yılının aralık ayı sonunda bahse konu fotoğrafları kaldırdığı dikkate alındığında, şikayet tarihinden önce katılanın sanığı tehdit suçu nedeniyle şikayet etmesi ve sanığın katılana gönderdiği mesaj bölümünde “o resimlerde benim, ister koyarım face'me ister koymam kimseye de hesap vermem sen de bunu böyle bil.” şeklindeki mesajı da göz önünde bulundurularak, katılanın sanıktan eylül ayında ayrılmak istediğinin kabulü gerektiği ve bahse konu fotoğrafların katılanın rızasıyla sanığın kendi sayfasında paylaşılsa da, katılanın fotoğrafları kaldırması isteminde bulunduktan sonra katılanın rızasından bahsedilemeyeceği ve sanığın fotoğrafları kaldırması gerektiği halde kaldırmadığı, fotoğrafların facebook isimli internet sitesine konulma tarihinin bir önemi bulunmadığı, önemli olan hususun şikayet tarihi itibariyle katılanın rızasının devam edip etmediği ve fotoğrafların facebookta bulunup bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın katılanla yanyana çekilen fotoğrafını facebookta yayınlaması eylemine uyan TCK’nın 134/2-1.cümle gereğince cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, 'sanığın katılanla beraber çekilmiş olduğu fotoğrafın facebook isimli internet sitesine yüklediği tarihin tam olarak tespit edilemediği, yani katılanla ayrıldıktan sonra rızası dışında yükleyip yüklemediğinin tam olarak tespit edilemediği' gerekçesiyle oluşa ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle beraat kararı verilmesi,…BOZULMASINA, 13.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi…”



Yorumlar